Almış başını gitmişsin sabah erkenden
Bir bakmışım akşam olmuş, bir yarım asır da geçmiş üstünden...
Kapanalı çok olmuş eski defter
Eski hesaplar dürülmüş, mahşere kal-mış gibi yapmış her sefer.
Yarısı sakat yarısı yaralı cümlelerimin
Birçoğunda da senin tamamlamanı beklerim.
Senden sonra...
Her deminde tabanına oturmuş meğer,
Demir tavında dövülmüş sözde.
Her uçuşta çırpınışta debelenmiş
Ama öteye geçememiş, kapaklanmış yere.
Senden önce...
Ağlamaktan gözleri şişmiş her gece
Bir nabız gibi yeri gelmiş, yer vermiş bir gence.
Kan okşamış, bir hayat bulmuş
Ama aitliği yokmuş, daima bir tepeleme.
Seninle birlikte...
Hayat bir kağnı hızında, biz son sürat bir tekne motorunda
Yolu yarıladık derken varmışız meğer bir tren garına(!)
Son durak sanıp inmişiz ve bir taş daha sekememişiz
Boğa kırmızıyı süzse sinir gelir; gözlerin beni süzse aşk olur;
Hep bir bilmişlik ve sonunda bağlarız nazara...
Sonsuza;
Yarısı sakat yarısı yaralı cümlelerimin
Birçoğunda da senin tamamlamanı beklerim.
Şimdi...
Sen çok uzaklardan seyret beni
Ben içimde yaşatmasını da bilirim.
Eee... Emir büyük yerden ki öğrendim
Günleri ve sana varacağım günü beklerim.
Hayat devam ediyor bak ne öl ne yaşa
Yaşamışken ölmüş taklidi yap, ölmüşken var yaşama!
Bakma sen hep bir hayat içindeyiz, hep bir mücadele ve koşuşturma
Aklın bende kalmasın, zerre de pişmanlık duyma!
Su dinlendirir, aynı su iç de şişirir...
İnsan da var bu doyumsuzluk ezelden daha ötede.
Sana varacağım günden bir makas ve birleşir gene hikâye
Bir de son sürat bir çizik tamamlar aşkımız gibi,
Yarısı sakat yarısı yaralı cümlelere...
09.06.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder