Eskilerden bir laf vardır. "Ağlamayan çocuğa meme vermezler" diye... Ama şimdi bakıyorum da etrafıma... Allah'ım susan yok, herkes ağlıyor?! Ya isyan bayrağını dikmiş, ya şahlanmış bir hallere girmiş, ya kendini bir şey sanmış... Dünyada bir kampanya başlatmak istiyorum: "Toplu Emzik Kampanyası". Baş harflerden siz anlayın, "tek" geçtiğimi... Böylece herkese emzik dağıtırsak çözülecek bu mesele! Yani umarım.. Herkes özgüven, herkes ne oldum delisi. Nihayetinde kulsun işte! Herkes gibi...
Biz kendimize uygun gelen masallara kendimizi fazla kaptırıyoruz sanırım, ondan bu terâne. Her masala eşit yaklaşsak, harmanlansak olmazdı bu kadar emin olun. Ama söyleyeceğimiz şeyleri daha önceden bir başkası söylemişse onu yüceltiyoruz. Bu da hep belirli bir kesim oluyor ne hikmetse! Karşıt düşüncelerden adamları içlerinde barındıran, her ikisinin de yanlışlarını gören, doğrularından istifade eden çok az hatta yok. Biri var ama sadece doğruları var, yanlışları bile yok, kusursuz. O biri ya! O "olmuş" ya... Olsun, gerisi nafile... Söyleyeceğimiz ya da söylememiz gereken şeyleri bir başkası söylemişse ona kulak kabartıyoruz. Haklı tarafları da olsun karşımızdakinin reddediveriyoruz işte. Eskiden, çok eski değil benim üniversiteye başladığım yıllar bundan 5-6 sene öncesi çok değil, "Hayır diyebilme" konferansları olurdu. NLP kapsamında geliştirilen bu konferanslarda, insanlara nasıl kolayca davet ya da sorularına "evet" diyebiliyorsak, aynı şekilde "hayır" dememiz de gerektiği öğretilirdi. Ama şimdi herkesin herkese kolayca demesini geçtim, millet birbirinin ağzına sı*ıyor, çok affedersiniz. Ama durum bu raddeye geldi ne yazık ki... Birbirimize karşı nezaket ve saygı çerçevesi içinde olmamız gerektiğini ihmal ederek, aklımızın filtresinden, düşünce süzgecimizdcen geçirmeden bazı şeyleri hatta ağzımıza geleni söylemeye başladık. Düşünmeden hareket etmeye, konuşmaya başladık. Oysa bir şeyi düşünürken, konuşma ya da davranma öncesi, o süreçtir insanı olumlu kılan, istişareye sevk eden. İllaki bir şeyden dolayı etiketleneceksek bunu da bir düşünelim... Sözgelimi, "pısırık" olmak yerine "geveze" olmayı yeğlemeyelim. Çünkü bunu yaparken aldığımız "çok bilmişlik" tutumu bizi "kibir"e götüren yola uğrar ve bataklık gibi saplanırsanız, bir daha çekemezsiniz oradan ayağınızı. Susanı konuşturmaya çalışıyoruz öte yandan. Onun tepkisini almak, ölçmek için uğraşıyoruz. Etiketlemek tüm çabamız. Oysa o da insan, sen de insansın. Farklılık yok! Ortak bir mirasın veya paydan varsa tarihine bak, bilimadamlarına, düşünürlerine bak. Yerine, durumuna göre hareket edelim artık. Zira bizler bu toplumu oluşturuyoruz, hepimiz biraraya gelince. Bu yüzden her birimiz tek tek değerli ve önemli işte! Ve şu an toplum olarak konumumuz itibariyle -daha kendi içlerinde barışamamış, uyum sağlayamamış bireylerden oluşan- dağınık bir toplum yapısı hâlindeyiz. Her şeyi çok biliyoruz ve her şey hakkında çok konuşuyoruz. Oysa tek yönlü iletişim değil bu, işkence. Hem monolog çok da iyi bir şey değildir, etkileşimdir iletişim, akışalım artık. İletişimin de monarşisi değil, demokrasisi makbuldur hem. Bunun için de en önemli iletişim sürecidir dinleme. Dinleme de susarak yapılmaz mı, bakın Allah'ın işine?!
Herkesin bir fikri, bir zihni var zaten arkadaşım. Herkes bir şeyleri içinde eritir ya da doğrular. Ama kendi görüşlerin doğrultusunda konuşarak ve hareket ederek; insanlardan, onlardan da aynı ya da benzer görüş ve hareketleri beklemek olmamalıdır bu. Her kafadan ses çıkması değil önemli olan da yoksa, herkesin bir sesi var doğuştan. Ama renk zamanla kazanılır, herkeste de vardır ve herkesten bir renk çıkmasıdır önemli olan... Zaten iletişim herkesin özgürce ne yöne akacağını, konuşmanın ne yöne gideceğini gayet iyi bilir...
* Bayram ise insanlıktan arta kalan yanımızı hatırlatmaya vesiledir. Herkesin kendine özgü renginde, müdahalenin ya da zorbalığın olmadığı, nice güzel bayramlar diliyorum, sevdikleriniz ve sevildiklerinizle.
* Bayram ise insanlıktan arta kalan yanımızı hatırlatmaya vesiledir. Herkesin kendine özgü renginde, müdahalenin ya da zorbalığın olmadığı, nice güzel bayramlar diliyorum, sevdikleriniz ve sevildiklerinizle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder