Herkese yeniden merhaba,
Blogun ikinci döneminde yeni yazılarla, konularla ve şiirlerle konuşacağız bu kez. Paylaşacağız en romantiğinden en komiğine, komedisine... Yeni icatlar çıkaracağız, dağarcığımızın elverdiğince... Yaşımızı alacağız, belki yeni yaşlara katılacağız, yeni duygularla, tazelenmiş düşüncelerle ve yeşermiş umutlarla... Aşktan ve hayattan tabii ki yine bahsedeceğiz, yeniden... Nefes aldığımız sürece... Yine toplanacağız belirli konularda, belki bazen bırakacağız kendimizi, dalıp, düşüncelere... Tuhaf gelecek hatalarımız, ben mi yaptım bunu, diyeceğiz... Bu ses benden mi çıktı, belki de. Ama paylaştıkça yenileceğiz, tazeleneceğiz. Bu da yinelenmeyeceğimizi, örselenmediğimizi, eskimediğimizi gösterecek. Ve ayrıca yenilmediğimizi, bu mücadelede... Şiirler yolunu bulacak kelimelerle, aşk kalbine ulaşacak, duygular kabaracak, yalınayak dolaşacağız bu cümleler içinde... Yaklaşık bir buçuk aylık mola sonrası toplayıp toparlanıp yeniden yollara düşeceğiz, hasreti bitirircesine, bir sonraki soloğu alma hevesiyle yine birlikte koşacağız. Hafta içi beraber olacağız, yine başladığımız günlerdeki gibi aynı. Söylediğim gibi hep, sizinle dönecek bu çark, gücünüzün yettiğince, gönlünüzün elverdiğince. Ben de ucundan kıyından bir yerlere tutunacağım hayatınızdan. Duygularınıza belki tercüman olacağım, belki öğretmen, belki de mimar olacağım, kim bilir, belki de doktor çıkacağım içinden(!) Yalan hayatta, yalan oyunlarla oyalandığımız şu süreçte kimimiz var ki başka... Belki moral olur, kim bilir, en kötü gününüze... Belki yorgunluk atarsınız tek solukta, belki de içinizde yaşarsınız yeniden bir şeyleri, hı, olmaz mı? Hadi, gecikmeden başlayalım öyleyse ve çevirin son sürat, var gücünüzle, tabii ki keyfinizce ve gönlünüzce...
Yeni bir bölüm daha eklendi bu kez. Kelimelerin çağrışımsal, duygusal, komedi karşılıkları... Toplumca bilinmeyenleri, kişiselleri, bazen kişiselliğin toplanış biçimi, genel kabul görmüşü geçirmişi...
Hayat... Akıp geçiyor azizim! Haklısın, doğru söze ne hacet! Yer değişimi, zaman erişimi, konu değişimi, sebep-sonuç ilişkisi, kişi değişimi, yaş gelişimi bir şekilde akıp geçiyor işte medet! Meret? Yok, illet daha doğru bir tanım sanırım. Tamam daha çok sinirlendirmeden ve sinirlenmeden, sakin, azıcık patavatsızca girdim cümleye, affola...
Kader... Kimine göre olması gerektiği gibi, kimine göre mucizevi ve tesadüfi, kimi mistik işte, kimi bütünleştirir kendi kişiliğiyle görüşlerini. Kaynakları da kendi görüşüne yakındır çoğu kez. E, hayat da bundan farklı değil ki... Geri kalır mı, koşar o da kafasına göre, yer, içer, alıp başını gider... Sonra denir ki... Eee ne ola?
Türküler eşliğinde hatta, var mı ola?
Susmak... Çok amaçlı bazen. Bazen razı oluş, bazen reddediş, bazen iç çekiş, bazen konuşmaktan katbekat farklı, daha manidar, çoğu zaman daha anlamlı, olgun e biraz, tabii yaramaz bir o kadar, muhalif hatta bazen. Beğensek de beğenmesek de gözlerin dinleyicisi bazen. Ama yutkunma ile aslında bir ihtiyaç aslında. Tabii, kilit nokta, ihtiyaç! Bak yine sustun! Hayrola?
Üşümek... En yakını en derin izlerle anmak aslında bu. Beklentiyi en aza indirgerken zorlanma süreci. Motivasyonun alt-üst oluşu. Gururun emr-i vakisi, biraz da kahroluşu. Aşkın varoluşu, hızın keskinliği. Çok sevmenin geri dönüşü bazen ama yaşadığın sürece illaki ve muhakkak kaçınılmazı esasında.
Yürek... Cesaret ister biraz, tamam bunda cesaret edemedim, epey ister diyelim anlaşalım... Eş anlamlısı kalpten farklı hani bizim dilde (Daha önceki yazılarda da değindiğimiz gibi) Yürek daha yalın, daha sade değil o gibi. Daha deli dolu, maceraperest, bol action'lı/aksiyonlu hani. O lazım az biraz da olsa her insana. Katışıksızsa ne âlâ! Yok, olmadı mı kara bir bela ya da karavana!
HAYATı kendi görüşünüzle yorumlayıp KADERi gönül ferahlığıyla verdiğiniz kararlar doğrultusunda yaşamanız ki yarı SUSMAnız yarı konuşmanız, biraz sevmeniz hatta olgunlaşmanız için biraz da ÜŞÜMEniz ama ne olursa olsun güzel, kocaman, derin bir YÜREKle HAYATa tutunmanız (Döngüyü kurduk sanırım, formül bu!) dileğiyle,
Yeniden hoş geldiniz, bir kere daha sizinle ve bir çok kez daha, süreklice...
Blogun ikinci döneminde yeni yazılarla, konularla ve şiirlerle konuşacağız bu kez. Paylaşacağız en romantiğinden en komiğine, komedisine... Yeni icatlar çıkaracağız, dağarcığımızın elverdiğince... Yaşımızı alacağız, belki yeni yaşlara katılacağız, yeni duygularla, tazelenmiş düşüncelerle ve yeşermiş umutlarla... Aşktan ve hayattan tabii ki yine bahsedeceğiz, yeniden... Nefes aldığımız sürece... Yine toplanacağız belirli konularda, belki bazen bırakacağız kendimizi, dalıp, düşüncelere... Tuhaf gelecek hatalarımız, ben mi yaptım bunu, diyeceğiz... Bu ses benden mi çıktı, belki de. Ama paylaştıkça yenileceğiz, tazeleneceğiz. Bu da yinelenmeyeceğimizi, örselenmediğimizi, eskimediğimizi gösterecek. Ve ayrıca yenilmediğimizi, bu mücadelede... Şiirler yolunu bulacak kelimelerle, aşk kalbine ulaşacak, duygular kabaracak, yalınayak dolaşacağız bu cümleler içinde... Yaklaşık bir buçuk aylık mola sonrası toplayıp toparlanıp yeniden yollara düşeceğiz, hasreti bitirircesine, bir sonraki soloğu alma hevesiyle yine birlikte koşacağız. Hafta içi beraber olacağız, yine başladığımız günlerdeki gibi aynı. Söylediğim gibi hep, sizinle dönecek bu çark, gücünüzün yettiğince, gönlünüzün elverdiğince. Ben de ucundan kıyından bir yerlere tutunacağım hayatınızdan. Duygularınıza belki tercüman olacağım, belki öğretmen, belki de mimar olacağım, kim bilir, belki de doktor çıkacağım içinden(!) Yalan hayatta, yalan oyunlarla oyalandığımız şu süreçte kimimiz var ki başka... Belki moral olur, kim bilir, en kötü gününüze... Belki yorgunluk atarsınız tek solukta, belki de içinizde yaşarsınız yeniden bir şeyleri, hı, olmaz mı? Hadi, gecikmeden başlayalım öyleyse ve çevirin son sürat, var gücünüzle, tabii ki keyfinizce ve gönlünüzce...
Yeni bir bölüm daha eklendi bu kez. Kelimelerin çağrışımsal, duygusal, komedi karşılıkları... Toplumca bilinmeyenleri, kişiselleri, bazen kişiselliğin toplanış biçimi, genel kabul görmüşü geçirmişi...
Hayat... Akıp geçiyor azizim! Haklısın, doğru söze ne hacet! Yer değişimi, zaman erişimi, konu değişimi, sebep-sonuç ilişkisi, kişi değişimi, yaş gelişimi bir şekilde akıp geçiyor işte medet! Meret? Yok, illet daha doğru bir tanım sanırım. Tamam daha çok sinirlendirmeden ve sinirlenmeden, sakin, azıcık patavatsızca girdim cümleye, affola...
Kader... Kimine göre olması gerektiği gibi, kimine göre mucizevi ve tesadüfi, kimi mistik işte, kimi bütünleştirir kendi kişiliğiyle görüşlerini. Kaynakları da kendi görüşüne yakındır çoğu kez. E, hayat da bundan farklı değil ki... Geri kalır mı, koşar o da kafasına göre, yer, içer, alıp başını gider... Sonra denir ki... Eee ne ola?
Türküler eşliğinde hatta, var mı ola?
Susmak... Çok amaçlı bazen. Bazen razı oluş, bazen reddediş, bazen iç çekiş, bazen konuşmaktan katbekat farklı, daha manidar, çoğu zaman daha anlamlı, olgun e biraz, tabii yaramaz bir o kadar, muhalif hatta bazen. Beğensek de beğenmesek de gözlerin dinleyicisi bazen. Ama yutkunma ile aslında bir ihtiyaç aslında. Tabii, kilit nokta, ihtiyaç! Bak yine sustun! Hayrola?
Üşümek... En yakını en derin izlerle anmak aslında bu. Beklentiyi en aza indirgerken zorlanma süreci. Motivasyonun alt-üst oluşu. Gururun emr-i vakisi, biraz da kahroluşu. Aşkın varoluşu, hızın keskinliği. Çok sevmenin geri dönüşü bazen ama yaşadığın sürece illaki ve muhakkak kaçınılmazı esasında.
Yürek... Cesaret ister biraz, tamam bunda cesaret edemedim, epey ister diyelim anlaşalım... Eş anlamlısı kalpten farklı hani bizim dilde (Daha önceki yazılarda da değindiğimiz gibi) Yürek daha yalın, daha sade değil o gibi. Daha deli dolu, maceraperest, bol action'lı/aksiyonlu hani. O lazım az biraz da olsa her insana. Katışıksızsa ne âlâ! Yok, olmadı mı kara bir bela ya da karavana!
HAYATı kendi görüşünüzle yorumlayıp KADERi gönül ferahlığıyla verdiğiniz kararlar doğrultusunda yaşamanız ki yarı SUSMAnız yarı konuşmanız, biraz sevmeniz hatta olgunlaşmanız için biraz da ÜŞÜMEniz ama ne olursa olsun güzel, kocaman, derin bir YÜREKle HAYATa tutunmanız (Döngüyü kurduk sanırım, formül bu!) dileğiyle,
Yeniden hoş geldiniz, bir kere daha sizinle ve bir çok kez daha, süreklice...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder