
Bilmezsin, bilemezsin tahmin etmek bile istemezsin.
Ben şimdiye kadar kimlerin rahle-i tedrisinden geçtim;
Yine de senden öğrendiğim şeyler de var, inkâr edemem.
Sen yine de onların yanında bir hiçtin!
Öğrendiğim bir şey var hocam!
Bundan böyle aramayacağım seni mesela.
Seni öyle çok sevdim ki, affet;
Boğdum, sardım, ütüledim, yordum...
Kolay da silemeyeceksin.
Her şey için teşekkür ve her şey için bir özür olsun...
Yine de şükür olsun.
Tecrübe oldu sayende...
Yaşamam, öğrenmem gereken şeyler varmış arka bahçelerimde
Gözden kaçanlar, göz ardı ettiklerim varmış mesela
Bir varmış bir yokmuş dünyasında
Kulak arkası ettiklerim varmış, sarmalamış dört bir yanımı.
Muamma müphem çevrelemiş gönlümün duvarlarına kendi tuğlalarıyla
Kurmuş egemenliği de, yaymış tüm meyvelerini üç katlı haneme.
Çeşit çeşit, cıvıl cıvıl tarlalar örmüş kerpiçten çiçeklerle
Sulu boya kağıda iz bırakmış sekiz yaşındaki bir veledin fırçasında
Bizimki can vermiş bir cana tek bir sigarasıyla
Sustalıyla vurmuş kendini bu aşk, film şeridinde süregelmiş maziden
İzcisi çok, izleyeni yokmuş en ağır darbelere rağmen
Devre devir bilmeden yormuş kendini bitirmiş bu uğurda
En sonunda geleceğe taşınmaya karar vermiş çıkmazında...
Su olmadan susuz kalmış bu devirde
Çok da üzen olmamış bu yaştan sonra zaten pejmürde
Bitti... Buraya kadarmış
Bu yolun sonu da yalanmış
Masal beklerken kabahat olmuş suç olmuş diyar-ı sanalmış.
Umutlar beyazdır en başta, demlenir biraz rengini alır
Koyulaşınca kulak memesi kıvamında, elde sadece hevesi kalır
Ümitler tek bir elden tesbih çeker bu durumda;
"Git hadi git sen de önün açık olsun yolunda..."
Çatlak Kalem - '13 / Yağmur Mevsimidir Şimdi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder