Bir dil düşünün, öylesine geniş, öylesine katmerli... Sondan eklemeli belki ama başına da ek alıyor. Yabancı başka dillerden de "çorluyor" ya da "aşırıyor", aman her neyse işte çalıyor! Olanı da zenginleşiyor. Ya da olmayanı yaratıp literatürüne geçiriyor. Konuşsan, çek başka yerlere... Mesaj gider başka bir şekilde, başka başka anlamlarda bulur kendini. Türkçe mi zengin, biz mi zenginleştiriyoruz ayrı bir sorunsal! Mesajı yalın attı mı etkilisin sözde ama uzun, çetrefilli bir dille de yerinde ve akıcı kullanıldı mı gayet büyüleyici konumdasın. Sağlam olması için sağlıklı kullanılmasında yarar var; tıpkı beden gibi. Buna ihtiyacı var. Beden dili gibi. Ya da "body language"-badilenguiç- "anladınız siz onu!"
Film replikleri kalıplaşır ya da dönemsel akımlarla belli başlı kelimeler biraraya gelip kalıplaşır ve dilden dile dolaşır. Moda akımı gibi, pelesenk haline gelir ve dizilerde kullanılarak daha geniş hedef kitlelere duyurulur, yaygınlaşır. O da var tabii ki dilimizde.
Şu anda bazı sosyal ağlarda paylaşılan iletilerin sayesinde duyulmamış sözler, gün yüzüne çıkmamış şiirler, edebi yazılar, paragraf arası metinler, cımbızlanmış cümleler, atasözleri, vecizeler, aforizmalar, metaforlar, argolar, söz sanatlarından örnekler, toplum kesimi sözleri(tiki, barza), deyimler de var dilimizde. Oldukça zengin yani! Şarkılar da filmler de diziler gibi, aracı bu kurumun zenginleşmesinde! Herkes özgür kullanımda. Herkes her şeyi herkese ya da her şeye söylemekte özgür olduğu gibi(!) Anlam veremediğim, hislerin söze dönüşümünün yasaklanışı! Kimedir bu kural, neye ve niye?!
Söz gelimi birinin veya bir şeyin bana karşı yaşattığı his ya da bende yarattığı düşünceye bakılmasın da söze aktarıldı mı bakılsın, bu mu? Niye yasak! Yalan mı da yasak?! Günah da mı..! Sanırım iç-dış olayımız buna da aksettirilmiş. Yani, yine şekilciyiz.Dilde de durum böyle...
Türkçe gerçekten de ender dillerden biri. Birçok kelime yalnız değil birkere! En azından biz kadar değiller! Hepsinin bir anlamdaşı var, birbirinin yerine kullanılabiliyor. Kimisinin de yazılışları aynı, anlamları farklı ve bir o kadar de çelişkili, zıtlar hatta! Ama en güzeli yapılarına saygıları var! Zıt olsalar da... Mesela, "özür dilerim" hem resmi hem daha samimi... Halbuki, "kusura bakma" daha özentisiz, gelişigüzel, yüzeysel, denip geçilmiş gibi sanki, biraz da geciştirilmiş... "Kara" daha çok halk ağzı mesela, içimizden biri; "siyah" aristokrat oysaki! Ama eşit şartlardalar! İngilizce böyle değil mesela. Ne "naked" daha naif "nude" den, ne de "nude" daha kaba "naked"dan!
Kelime açısından düşündüğünüzde hiç kendinizi berbat hissettiğiniz oldu mu! Ne kadar "beter" oldunuz mesela! En çok "feci güzel!" olmuşsunuzdur ya da "korkunç!", "süper bişiler..." Eee, yaygınlaştı internet! Dil kullanımı da başka'laştı, sözümona zenginleşti! Sanırım bir şey var, insanları kullanmakla kullanılan insanlar zenginleşmiyor ama kelime kullanmakla kullanılan kelimeler bir lüx otomobil, bir havuzlu triplex ve içini dolduran layıkı eşyalar sahibi! Sizce de zengin değil mi gerçekten!
Bir şarkıyla bitirmeyeli uzun zaman olmuştu yazıları. Sanırım bu yazıya nasipmiş biri de. "Her şey mal-mülk, her şey para-pul; dostluk...muş, sevgi...ymiş ara bul" der ya sözleri şarkının. O yazıldığı yıllarda şarkı olacak kadar zengin bir mesaja sahipse bu konu, şimdikinin vay haline! Yani bu şarkı o yıllarda yazılmışsa şimdi ne yazılmalı artık acaba?! Gerçi artık yazılmıyor böyle şarkılar, bol hakaretli, atar'lı gider'li... Ya da fazla laylaylom... Tıpkı b.ku(suyu) çıkmış, cıvkı çıkmış veya çivisi çıkmış hayat gibi...
Saygılarımla,
"Pardon..."
"Çav!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder