5 Ekim 2012 Cuma

Bir Kedi Göremiyorum Artık Sanki!

Her şey mükemmel, bir bu kalmıştı el atılmamış! Çok güzel başarılara imza atıyoruz son günlerde mesela... Haklar üzerine belirlemeler, "düzen"lemeler filan yok mu canım?! Başkaları üzerine verilmiş kararlar... Tektip zihniyetlerden çıkan birkaç rüya sapması, deli saçması düşünce. Madem bir karar alınmalı, sorulmalı dertten muzderip olan vatandaşa da, hı? Demokrasi ülkesi madem. Küçük heyetler oluşturulmalı yurdun dört bir tarafından ve uzlaşmaya varılmalı bir noktada. Milletvekili kaynıyor piyasa zaten, herkes milletin vekili olmuş. Ne var birtakım konularda da millet vekili oluşturulsa. Kendi vekilliğimizle milletinkinin karıştırılmasına izin vermeyen vekillerden söz ediyorum. Vekillik, ortaya bir konu atıp buna karşıt görüş getiren ya da uzlaşan kişilerin mesleği olmuş. Vekaletten cesaret doğmuş! Oysaki, ortak bir toplumsal sorunun birlikte çözüm önerileri getirilerek, mantıklı ve çoğunlukta olması değil midir? Hani demokrasice?! Yamuk yumuk düşüncelerde daire çizip duruyoruz hala. Maalesef yol katedemeden. Mehter dahi, daha başarılı! Sorsanız herkesin düşüncesi var, herkes çok biliyor! Sözde mi kalıyor. İcraat yetmiyor mu, yorum sizin. Apayrı da bir konu ama...

Hayvanlar da mı nasibini aldı ne? Durup durup bir şeyler çıkarıyorlar. Onları da güzel kullanıyoruz. Ambele oldular onlar da durum karşısında, şaşkın şaşkın bakıyorlar halimize! Çok güzel geçiniyoruz ya doğayla. Dünya hepimizin ama ya yetmiyor bize ya da paylaşamıyoruz! Şu "ölüm yasası"nı kastediyorum. Hayvanlar şehirlerden uzaklaştırılıp barınaklara verilecekmiş.. mişş... "Sokak 'insan'ları" böyle bir karar aldılar ya hani... Geçtim vicdanı, kalp yetmezliğinden öleceğiz bir gün! İnsanlıktan ruhlar soğudu belli ki. Sokakta çok güzel baktık besledik ya, kedileri köpekleri şimdi barınaklara verelim diyoruz(!) Orada daha iyi bakınırlar, kendi kendilerine!

Paylaşım sitelerinde her şey dalga alay oldu şu ara, yeni moda(!) "Kapı önüne bir kap su" ile bile yeri geliyor eğleniliyor. Böyle ciddi bir mesele! Bilinç terk, duyarlılık yok, nasırlı üstelik düşünceler! E maskemizi yapan sağlam yapmış! Dedim ya pek bir hayvan dostuyuz! Ya camiada adımız geçsin diye besleriz ya arkadaşımıza hava olsun diye... Gösteriş amaçlı tamamen yani. Artık acı şeyleri dahi yadırgamaz olduk! Her şey gır gır, şamata. Duyum eşiğimizde oturduk, piknik yapıyoruz! Mangal, cızbız, ip atlamaca, top oynamaca, hamakta sallanmaca, çekirdek çitlemece, nohut kavurmaca... Haklar adına birileri kararlar alıyor, yapılıyor, kimse de çıt yok! İşin kolayı bulunmuş.. Sistem çarkı böyle dönüyor! Alan memnun, satan memnun! Gerçekten Mecnun'uz! Bizim paramızı ödesinler, her ay cukka, bize dokunmasınlar da bin yaşasınlar! Yok böyle bir lüx, bencilliğin önde gideni insanoğlu şu ara! Bu dünya hepimizin. Birlikte... Ağaç,çiçek, kurt, böcübörtü, doğanın eşsiz manzarası, sonsuz kainat canlısıyla birlikte. Sahip çıkalım. Bilincimizi yitirmeden! Yoksa hep jeton geç düşüyor ya bizde, geçer yine iş işten...

Hayat onlarla daha güzel. Yaşamak daha anlamlı. Ne zararları var ki, birbirimize yaptıklarımızdan daha zararlı? Menfaat yok onların dünyasında, onların alemi bizimkinden daha temiz, daha farklı! İlk günki gibi masumlar, kendi hallerinde, istikrarlı... Onları besleyerek motive oluyoruz pek çoğumuz, sıkıldığımızda dert ortağı... Onların dünyasına dalıyoruz ya hani kimi zaman, o bile ruhumuza faydalı! Stresten, üzüntüden, ikiyüzlülükten uzak bir diyar onlarınki, dünyalarına yaklaştıkça ne mutlu bize. Ama kendimizden uzaklaştırdıkça onları hem katı kalpli oluruz gözlerinde hem zalim hem zararlı! İster miyiz kendimizinki kadar onların dünyasını da karartmayı?!

Tarkan ve Orhan Gencebay'ın doğa adına yaptığı ve benim de bir ara sözlerini sıkça paylaştığım şarkıyla sonlandırmak istiyorum yazıyı. Sessiz canların sesi olmak dileğiyle...
"Uyan uyan dostum uyan, koy elini kalbine geç olmadan... Bu yolun sonu yokuştur deme, dağları aşarız eğer inanırsan... Bir olur geliriz üstesinden! Her şey mümkün eğer inanırsan!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder