Ne kadar söylenirsen söylen ya da söylersen söyle bildiğini okumayı sever bazıları. Sağ kulağından girer solundan çıkar derler ya hani, o hesap biraz da. Can kulağıyla dinlememek bu biraz da. İnadım inat omzumda iki kanat dermiş gibi bir o kadar gurur duyucu yaptıklarıyla. Kendinden emin, sonuna kadar arkasında. Özgüven tavanda. Yalan yanlış olsa da.
Bir insanın algılaması kafasıyla doğru orantılı mı, fikri ve zikri beyninin kapladığı alana paralel mi gibi kaoslar yok değil. Hazır bu kaotik ortamı yakalamışken bir de ben yazayım tam olsun dedim üstüne. Çok zor değil böyle insanları algılamak. Beyindeki kıvrımlar ne kadar sık ise o kadar zekisin ya hani şekil itibariyle, ceviz şeklinde, e düz bir beynin uzantısı kıvrımsız haliyle daha uzun ve geniş yer kaplıyor(!) Bu yüzden de zaten bir deyim olagelmiş halk arasında "koca kafalı olmak". Ama kullanış biçimi değişiyor yer yer tabii. Keyfimizce kullanıyoruz biz biliyorsunuz kalıpları. Yerli yerine olduğunu sanarak da bu en büyük hata, olması gerektiğinin dışına çıkıveriyor birden. Ve bu yüzden bize daha anlamlı geliyor bu kelimelerin dünyası, cümle kalıpları. Bir de karşımızdakiyle aynı doğrultuda anladıysak empatik sempatik telepatik olarak tamamdır! Candır o, "biz"dendir! Aksi halde "o"nlardan! Ya siyahsın ya da beyaz yani. Ortası yok, orta yolu bulanlar da tutunamadıkları için çok uzun ömürlü değiller zaten bu yüzden. Sözlükte üçüncü anlamı anlatıyorsa ve karşındaki beşinci anlamından yola çıkarak çözümlüyorsa ve cevap veriyorsa yandııı gülüm keten helva! Ama binbeşyüzüncü anlatımla binbeşyüzüncü anlam etkiliyse iletişim sürecinde o tamamdır, olmuştur işte! Diyeceğim o ki koca kafalı olmak da larşımızdaki insana göre değişiyor öte yandan. Daha çok karşımızdakine hakaret amaçlı kullanıyoruz, fikri bizim fikrimize uymadığında. Süregemiş, yapacak bir şey de yok bundan sonra...
Anlamakta güçlük çeken, direniş gösteren, istikrarlı; anlamamakta kararlı ya da anlasa da anlamazlıktan gelme ayağına yatanlaraydı bu yazı. En çok da yanlış yaptığını bildiği halde, kendini kandırırcasına, kendine güvenen, emin şahıslara. "Nesiniz siz Allasen?!" demeyeceğim. Saygıdan öte köy de yok zira. Ancak pişmanlığınız-perişanlığınızı o hafife aldığınız kişilerden gelen uyarılarıları dinlemeyerek ya da redderek kendi kararınızı verdiğinizi sandığınız zamanları ve dahi hataları aklınızdan uzaklaştırarak kendinize gizlediğiniz zamanlar komik duruma düşüyorsunuz, farkında değilsiniz. Ama siz bunu da aşar, bunu da halledersiniz. Eee, özgüven yerinde, karakter sağlam ne de olsa. Danışmadan, istişare etmeden, değerlendirip gözden geçirmeden devam bildiğinizi okumaya. Karşı çıkanlara ya da yardım etmeye çalışanlara da meydan okumaya. "Hayat sizin. Kendi kararınızı kendiniz verin..." Emin olun, umut plan yaparken kader gülmeyecektir yaptığınız planlara(!) O beslemeyecektir yaptığınızı sandığınız şeyleri. Denemesi bedava!
Bir insanın algılaması kafasıyla doğru orantılı mı, fikri ve zikri beyninin kapladığı alana paralel mi gibi kaoslar yok değil. Hazır bu kaotik ortamı yakalamışken bir de ben yazayım tam olsun dedim üstüne. Çok zor değil böyle insanları algılamak. Beyindeki kıvrımlar ne kadar sık ise o kadar zekisin ya hani şekil itibariyle, ceviz şeklinde, e düz bir beynin uzantısı kıvrımsız haliyle daha uzun ve geniş yer kaplıyor(!) Bu yüzden de zaten bir deyim olagelmiş halk arasında "koca kafalı olmak". Ama kullanış biçimi değişiyor yer yer tabii. Keyfimizce kullanıyoruz biz biliyorsunuz kalıpları. Yerli yerine olduğunu sanarak da bu en büyük hata, olması gerektiğinin dışına çıkıveriyor birden. Ve bu yüzden bize daha anlamlı geliyor bu kelimelerin dünyası, cümle kalıpları. Bir de karşımızdakiyle aynı doğrultuda anladıysak empatik sempatik telepatik olarak tamamdır! Candır o, "biz"dendir! Aksi halde "o"nlardan! Ya siyahsın ya da beyaz yani. Ortası yok, orta yolu bulanlar da tutunamadıkları için çok uzun ömürlü değiller zaten bu yüzden. Sözlükte üçüncü anlamı anlatıyorsa ve karşındaki beşinci anlamından yola çıkarak çözümlüyorsa ve cevap veriyorsa yandııı gülüm keten helva! Ama binbeşyüzüncü anlatımla binbeşyüzüncü anlam etkiliyse iletişim sürecinde o tamamdır, olmuştur işte! Diyeceğim o ki koca kafalı olmak da larşımızdaki insana göre değişiyor öte yandan. Daha çok karşımızdakine hakaret amaçlı kullanıyoruz, fikri bizim fikrimize uymadığında. Süregemiş, yapacak bir şey de yok bundan sonra...
Anlamakta güçlük çeken, direniş gösteren, istikrarlı; anlamamakta kararlı ya da anlasa da anlamazlıktan gelme ayağına yatanlaraydı bu yazı. En çok da yanlış yaptığını bildiği halde, kendini kandırırcasına, kendine güvenen, emin şahıslara. "Nesiniz siz Allasen?!" demeyeceğim. Saygıdan öte köy de yok zira. Ancak pişmanlığınız-perişanlığınızı o hafife aldığınız kişilerden gelen uyarılarıları dinlemeyerek ya da redderek kendi kararınızı verdiğinizi sandığınız zamanları ve dahi hataları aklınızdan uzaklaştırarak kendinize gizlediğiniz zamanlar komik duruma düşüyorsunuz, farkında değilsiniz. Ama siz bunu da aşar, bunu da halledersiniz. Eee, özgüven yerinde, karakter sağlam ne de olsa. Danışmadan, istişare etmeden, değerlendirip gözden geçirmeden devam bildiğinizi okumaya. Karşı çıkanlara ya da yardım etmeye çalışanlara da meydan okumaya. "Hayat sizin. Kendi kararınızı kendiniz verin..." Emin olun, umut plan yaparken kader gülmeyecektir yaptığınız planlara(!) O beslemeyecektir yaptığınızı sandığınız şeyleri. Denemesi bedava!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder