Müzik... eskiden bir miras. Müzik... tınısı yeter! Müzik... başka iletiye gerek yok, tek başına yeter! Evrensel olduğu da kanıtlanmış bir gerçek! Artık çocuklar anne karnında dinler oldu müziği, tedavisi-terapisi bile var müziğin. Dolayısıyla doğası müzik kokar evrenin. Bir parçası, ayrılmazı, bölünmezi. Hatta hiç abartısız, olmazsa olmazı, vazgeçilmezi... Müziği oluşuran altyapıdaki ses ve üzerine yazılmış sözlerdir. Ya da bir şiirin seslerle dönüştürülmesidir sonradan. Bir bütündür. İkisi birbirinden kopmayan, sağlam bir kenet sistemi, güçlü bir bağ... Şarkılar böyle oluşur genellikle. Bir enstrüman, bir söz ve bir yorum. Tabii ki aranje, vokal sonrasında bir sürü bir sürü şey. Ancak şarkılar eleledir esasında. Ya tabirimle "çerezlik" şarkılar vardır, hoppa cubba.. ya da baştan tırnağa seslenen, tüylere dokunan hareketsiz, duygulu şarkılar veya "slov" müzik... Ancak bazıları ki genellikle eleştirmenler şarkıları ikiye ayırır. Erkek şarkıları ve kadın şarkıları olmak üzere. Yine bir sınıf muamelesi yani. İllaki bir sınıflama şart, farz oldu bu ülkede! Dünyada var mı aklım hayalim almaz böyle şeylere ama yaşanılan veya ütopik olan bir duygu seline de bu yapılmaz, yapılmamalı! Şarkıda erillik ya da dişilik yoktur! Hande Yener'di sanırım ilk çıktığında radyolarda anons edilirdi "kadın şarkıları"nın kraliçesi gibi tabirlerle. Hoş yeni çıkmış birinin kraliçe ilan edilmesi ayrı bir tartışma konusu ancak kendi de fazla üzerinde durmazdı. "Ben feminen şarkılar yaparım" diye... Böyle bir iddiayı ancak etiketleme egosu yüksek bir toplum yaratabilir! Çünkü tüm aklı başında yorumcu bilir müziğin evrenselliğini. Sanatçı, şarkıcı tartışmasına dokunmadan yazıyorum dikkatinizi çekerim! O dönemde çıkardığı albümlere baktığımızda ise, Yener'in şarkılarının yarısından çoğu Alper Narman ve Fettah Can'a aittir. Bunu araştırmaya gerek duymadan yazarım çünkü ben de çok dinlerdim ve zaten beni bilenler sevdiğim şarkının söz ve müzikçisini de bildiğimi bilirler. Bu iki adam başbaşa verip bir kadın şarkısı yaratıyor bunların dediklerine göre! E, adamlara da kadınsı duygular besledikleri için "eşcinsel"damgası vuralım, olsun bitsin! Etiketleyip, kestirip atmayı severiz ve boş zamanlarımızda yaparız, yapmayı da severiz hani umarsızca, umursuzca, vurdumduymazca ya hani. O yüzden söylüyorum! Tarkan ve Serdar Ortaç'ta birtakım kadın şarkıcılara sözlerini verdikleri için sınıflansın kendi kategorilerinde! Hatta Gülşen de ayrı bir sınıf olsun erkek şarkıcıların gözünde! Sezen Aksu, Şehrazat, Kayahan zaten yatacak yerleri yok! E, daha ne?! Tamamdır işte. Gözünüzü seveyim, uğraşacak başka şeyler bulun! Duygu insana aitse, şarkılar duyguların dışavurumunun sadece bir bölümü! İnsanı duygularla bağlayan bir olgu! Kadınıymış, erkeğiymiş... Aşık aşıktır! Her türlü yazar! Hı, eğer Tarkan bir kadının duygularının içine girip, yaşayıp, buna dair "güzel" şarkılar üretiyorsa "Helal Olsun!" derim ben o adama! Bu da sizin bakış açınızla olaya farklı bir bakış açısı sunmak oldu sanırım! Böyle zırvalıklarla gündemi meşgul etmeyin!
Sınıflamasız, birbirimizi anlayacağımız güzel şarkılara,
Duygularla bağlanmak şartıyla, hiç olmazsa!
Zaten yeterince sınıflandık bir de duyguları bulaştırmayın içine...
Nice dostane sevgilere, aşklara, ezgilere!
Murat.
Sınıflamasız, birbirimizi anlayacağımız güzel şarkılara,
Duygularla bağlanmak şartıyla, hiç olmazsa!
Zaten yeterince sınıflandık bir de duyguları bulaştırmayın içine...
Nice dostane sevgilere, aşklara, ezgilere!
Murat.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder