2 Ocak 2013 Çarşamba

Sensin Mamut!

"Vermeyince Mabud..." diyeceğimi sandınız ama yemezler! Doğru söyleyin, başlıktan çağrışım yapmış olmalı. Ama bir noktada haklısınız ki yazacaklarım az biraz alakalı durumdan. Hani gerçekten belirli birtakım yetileri yetenekleri bir noktada tıkananlardan söz edeceğim bu kez. Onların o eğlenceli bir o kadar da çelişkili dünyalarına değinmeden geçmek olmazdı elbette. E, "gel gel, eğlence var!" dediler geldik, gitmemek olmazdı. Etrafında olup bitenden bihaber bu insanlar ne bir araştırma yaparlar ne bir gözlem. Varsa yoksa söylem üretmek, lak lak çalmak, dedikodu yapmak... Hatta iftiraya kadar uzanan kötü ve uzun bir yolda kendilerini her zaman haklı ve iyi olduklarını kanaat getirmek... Üstelik, bakın, okumamış cahilden söz etmiyorum; okumuş cahilleri üstüne basa basa, altını çize çize, parmak basa basa vurguluyorum! Hani okumamışın vardır okumadığına dair bir sebebi, bahanesi ya da engeli. Ancak okuyup da cahil kalmışlardan söz ediyorum. AR-GE'leri sıfır kendi alanlarında. Hoş, alanları da yok bunların. Alemleri ve imparatorlukları belki. Bilgi birikimleri çok gibi gözükse de aslında yok. Sıfır IQ da mevcut yani! Öte yandan, bildikleri bir şey yok. Çevrelerindeki tepkilerden, dedikodulardan oluşur tepkileri de. Beklenmişlik bekleme yani... Fısıltılara itibarları oldukça yüksek sonra. Ben de olmasam kim kuracak böylelere rağmen olumlu cümleleri bilmem... Onun bunun dolduruşuna gelip gaz ver gitsin kendi ayarında sonra. E, bunun da önünde pek bekleme yapma hadi! Yine de son derece istiflerini bozmayan çizgilerine, yüz verdikçe astar isteyen yüzlerine, asalet akan ve son derece vakur duruşlarına da kapılmamak elde değil hani. Onlar aramızda, onlar her yerde, onlar çokça türedi birden son günlerde... Siz siz olun uzak durun diyeceğim ama şu Tabu'nun eli ayağı uzun olmazsa olmaz biricik maskotu Mamut var ya hani, tıpkı onun gibiler. Elleri ayakları da bir o kadar uzun birbirlerine paralel yani. Tek bir fark var: Mor değiller! Her renge bürenebilirler, bukalemun gibi yani. Allah iyiliğimizi versin, güzel şeylere benzetiyoruz onları...  O yüzden ortamına göre renk uyumunu sağlasa da sizin yine onları fark edeceğinizden yoktur şüphem. Dedim ya hani, mamut gibiler. Birileri tarafından oynatılmaya da doymazlar. Her oyun için yaparlar, tekrarlarlar bunları usanmadan, bıkmadan, yılmadan ve yorulmadan üstelik. Yeri gelince kukla olurlar, yeri gelince kıllları kıpırdamaz sizi zor durumda bırakırlar. Üstelik oyunun da galibi olurcasına. Sizi mağlup ettiklerindeki yüz ifadelerinizi keyifle seyretmeleri de cabası olur. Ha, oyunu zaten onlarla oynadığınızda kaybetmişsinizdir. Zira ya hak yenir hukuk içilir, ya hile hurda yapılır üç kağıt beşkağıt yapılıp "tokatçı" olurlar ya da siz yenseniz dahi yine de onlar kazanmıştır oyunu, kabullenemezler, yediremezler kendilerine. Kısacası, oyunun galibi bellidir başından.
Eee, ne de olsa "Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud / 'Mamut'..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder