
Meğer herkesin varmış anlamı, üç noktası, sorusu... Herkes tedirginmiş meğer özünde. Savunmatik, bir o kadar çelişkiliymiş asıl kendinde. Sonra belli etmezmiş etrafındakilere, kendi bilirmiş en çok, yaşarmış içinde... Herkesin varmış başında bir dert sonra. O dert bazen büyülür bazen küçülürmüş. Bazen insanın içini umut kaplarmış, unuturmuş ne var ne yoksa tüm kötü olasılıkları. Bazen vefa kemirirmiş duygularını, gururu ayaklar altına alırmış. Bazen gurur daha ağır basar, kimseyi gözü görmezmiş. Kibire ve narsistik hareketlere dönüşürmüş. İşte bu duygular diğer kötü huyları doğurur, insanın içi hep kötü şeyler düşünürmüş. Hem kendi için hem başkası için hep kötülüğe ve her şeyi olumsuzluğa yorarmış.
Bazen n'olursa olsun umursamazmış, kim ne derse desin boşverirmiş. Kulak asmaz, yanından geçmez, kokmaz bulaşmazmış. Zamana, akışına, oluruna bırakırmış... Ama neticede hangisini ağırlıklı düşünürse, hangi duygusu ağır basar ve onu tatbik ederse, hangi yöne doğru meyilliyse o duyguları doğrultusunda kişiliği oluşur ve tüm bunlar zamanla yüzüne yansırmış. Duygular, sonra insan istese de istemese de yatıya kalırcasına, onunla birlikte olurcasına, evlenircesine bir ömür onun yüzüne oturur ve bir daha da hiç kalkmazmış...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder