5 Mart 2014 Çarşamba

Kalbinin Sesini Dinle

"Ben beynimle değil, yüreğimle düşünürüm..." Bu söz takıldı aklıma. Kalbimle düşünmeye çalıştım. Düşündüm... Düşündükçe aklın gitmediği yerlere kalple gidilebilir. Daha çok düşünebilir insan kalbiyle. Şimdi düşünelim... Bir insan, yaşamında, yalnızca aklıyla bir yere varamaz; duygularını da öne sürmeli ve harekete geçirmelidir, yaşama aldığı yolda. Aklıyla düşünen kişilerin çoğunluğu, bilindiği üzere, bilime dönük ve bu alanda ihtisaslarını geliştiren kimselerdir. Duygusal kişiler ise, bilimin keskinliği dışında daha yumuşatılmış alanlara yönelik meşguliyetler edinmişlerdir. Örneğin, sanatla uğraşanların çoğunluğu duygusal karakterli kişilerdir, malumunuz. Boş zamanlar da kişinin karakterine göre şekillenerek bir yapı bir karakter kazanır. Böylece kişi ve yaşamı bütünleşir.

İnsanları diğer canlılardan ayıran özellikler biri de hepimizin bildiği gibi düşünmeleridir. Düşünmek ama nasıl düşünmek? Elbette ki karakterimiz, mizacımız kadar kişiliğimiz, sosyalleşmemiz de etkileyecektir yaşamımıza dair kararlarımızı ve düşüncelerimizi. Bir insan bir konu üzerine düşünürse, aklına gelmeyeceği şey yoktur. Farklı farklı, türlü türlü düşüncelere sürüklenir gider. Her açıdan olaylara bakabilir ve hükmedebilir, ancak; kalbiyle düşünen bir insan, kendine yakın tek bir doğruyu görebilecektir, doğru zamanda, yakaladığında...

Yüreğiyle düşünen kişiler genelde duygusal ve hassas bir yapıya sahiptir, gibi bir genelleme yapılmamakla birlikte; akılcı düşünenlerin de pek çoğunun yeri geldiğinde kalpleriyle karar verdikleri görülmüştür. Öyle ki insanlar başkalarının da kendileri gibi davranmasını ve düşünmesini isterler. Bunları en yakın arkadaşlarımıza baktığımızda zaten görmeyiz mi? Onlar muhakkak bizden bir parçayı taşırlar. Ama mutlaka bir parçamızı taşırlar. Dolayısıyla insanlar beyniyle de düşünürken duygularının geldiği yer, yoğunlaştığı o yer, yani kalbiyle düşünebilmektedir. Ama az ama çok... Karaktere bağlı bir yöntem geliştirmiştir kalp, düşünmeye dair, yaşamımızda...

Sonra beyin bir yere kadardır. Kalp sonsuz, kalp derin... Her insanın kapasitesi farklıdır neticede fakat yürek içten geldikten sonra açılabildiğine açılır, genişler, uzar ve de derinleşir...

Hep denir, söylenedurur eskiden beri... "İnsan duygusal varlıktır." Duygusal insanlar, "normal" bir insanın hamurundaki duygusallığa oranla aşırı duygusal varlıklardır o zaman(!) Bu noktayı şöyle düzeltebiliriz sanırım. İnsanların bir diğer özelliği de duygulu olmalarıdır. Yürekleri ne der ise, canları ne isterse onu yaparlar. Bu noktada, başta da değindiğimiz gibi, beyinle düşünmek farklı yürekle düşünmek farklıdır. Sanırım yürekle düşünmek bambaşkadır. Öyle herkese, her isteyene de nasip olmaz. Değeri, kıymeti bilinmelidir bu yüzden. Evet evet... insan yüreğiyle düşünürse her şey daha bir başkadır, daha bir başka olacaktır.
' Ekim 2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder