31 Mart 2014 Pazartesi

Doğum Günü Özel Teşekkür



31 Mart… Tarihi, vakanın tarihidir. Reklam kampanyalarının son bitiş tarihidir. Vize haftası, sınav tarihidir. Yaz saatinin başlangıç tarihidir. 1 Nisan şakalarının bir gün öncesinden planlanma tarihidir. Derken… Seçim sonrasının ilk günkü tarihidir, malumunuz. E benim de doğumgünü tarihimdir. Kutlamayı sevmiyorum artık yaş ilerledikçe ama sizlerle kutlamak inanın daha bir başka, daha bir güzel…  Seçimdi, saatti derken ve üstelik bu sene pazartesiyken; pazartesi sendromu ve tükenmişlik sendromumuza rağmen tüm dileklerinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. (T)Onca yıldır (yaş kompleksimi yenme egzersizlerim) aldığım en ilginç armağandı kestane çizici, sahibine sevgilerimi sunuyorum ayrıca:) Ve bu sene de geleneği bozmak istemedim, ilginç yazımla, sevgili popseverlere…

Hepinizi Bengüce “kocaman öpüyorum…” öncelikle. Sayenizde Nilce “kanatlarım var ruhumda…” Ve yine sayenizce “değerimi bilen usta ellerde elmas gibi işlenirim…” Ebru Yaşar’ın deyişiyle. “Bu şarkılar da olmasa, telefonlar çalmasa…” bilmem n’apardım, Tarkanca. Tarzanca gibi oldu bu da(!) Artık ilerledikçe yaş, doğum günü kutlayası da gelmiyor insanın dedim ya hani… Ajda gibi düşünmek lazım sanırım biraz: “Her yaşın bir güzelliği var…” Ya da Kenanca “”…En güzel çağımdayım!” diyebilmek gibi mesela. Geçen sene, her ne kadar dondursam da yaşımı işe yaramadı, a dostlar!

Ve bu yüzden ben artık ““yaşsızım!”” Hayat mesajımı almışsındır diye umuyorum… Çift tırnağı da kimseye yapmam, bil değerini, otur yerine!  Serdar gibi, boşverin, “işim olmaz, benden de güzeli yok” diyin ya da. Hatta abartıp “aynalara bir bak, senden güzel mi var…” diyelim Hepsi gibi. Ayşegül Aldinç gibi yaşa başa bakmadan “li lal lal lala” diye şarkı söyleyelim, hayata rağmen. "Hayat, kadere inat..." diyelim mesela Ebru gibi. “Şarkılar güzelse hala” der ya Yaşar. Hayatı boşverin, elinizden geldiğince o yüzden… Ya da… “Yeni bi duruş yeni dokunuş…” tek tek keşfedelim hayata dair Sertabca. Ah… Yalın nasıl unutabiliriz ki seni... Kendimize seslenerek, “Sen sana her zaman iyi gelensin” dediği gibi hani. Yıldız gibi bağırarak, çığlık atarak söyleyelim şarkılarımızı, “güzel elbiseleri giyinip kuşanıp”… Tamam uzatmayacağım daha fazla “kalk gidelim çok güzelim…” Berksanca.

Sözün özü, Şebnemce, “Hayatıma giren herkese, yaşanmış her şeye… Teşekkürler, Büyüyorum sizinle…” Sezence “hayat sana teşekkür ederim…” Ve Muratça “iyi ki’msiniz ve sizleri seviyorum…”  

31.03.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder